Tohum


Yolda giderken bir gün
asık suratım bitmiş hayallerimle ben,
minik minicik bir tohum buldum.
Bildiğimiz tohumlardan farklıydı rengi,
dıştaki sert kabuğu;
kahverengi değil gök mavisi.
Pırıl pırıl parlıyor üzerinde küçük küçücük noktalar.
Mücevher bulmuşcasına sakınarak aldım avuçlarımın arasına,
bıkmıştım ben o yoldan,
yorulmuştum sıkılmıştım,
bulana kadar.
Sonra yolu sevdim,
yol boyu yürüyen insanları sevdim,
gözlerindeki pırıltıyı sevdim,
yaşlı anam babam dahi sevdi,
onlar dahi sevindi,
herkes bulmuş o tohumdan,
herkes ekmiş aynı anda,
düşündüğümüz kadar kötü değil dünya demişler,
bir umutmuş bizim
yaşadığımızı hatırlatan.
Avuçlarımın arasında sakladığım mücevheri
aldım ve gömdüm toprağa,
gözüm gibi baktım,
sakındım rüzgarından, güneşinden,
börtüsünden, böceğinden,
gülümsedim her şeye.
Tüm hayvanlar da gülümsedi benimle,
keza onlara da bir söz vardı tohumun içinde.

Esindaş

Hiç yorum yok:

Sayfalar